Değirmen

Atıf Yılmaz’ın yönettiği, Şener Şen’in nefis oynadığı, Reşat Nuri Güntekin’in aynı adlı romanından uyarlama 1986 ypımı enfes bir kara komedi.

1914. Kimsenin hayatında bir yer kaplamayan Sarıpınar adlı bir kasaba. İşini seven bir kaymakam. Bir gün, beldenin ileri gelenleriyle beraber bölgenin nam yapmış fettanının evine rakı masasına konuk olur ve olaylar gelişir.

Spoiler olmasın, çok da ayrıntı vermeyeyim ama film o kadar komik bir damardan ilerliyor ki, aklım almadı. Hatta 1 ay öncesine kadar filmi duymamıştım bile. Yer yer kaliteli drama bağlayan çok iyi bir kara komedi. Affetmeyiniz.

İllang: The Wolf Brigade

Mamoru Oshii’nin yarattığı namlı anime Jin-Roh’un live action’ı. Güney Kore’nin en yetenekli yönetmenlerinden Lee-woon Kim senaryolaştırıp yönetmiş. Çok iyi bir film çıkmış ortaya.

illang-the-wolf-brigade

Film, animeye epey bağlı kalmakla beraber bir miktar sadeleştirerek anlatmış hikayeyi. Son zamanlarda Netflix’ten gelen boktan anime uyarlamalarına göre (Bleach, Full Metal Alchemist vs) bin kat daha iyi, yine Netflix içeriği olmasına rağmen.

Hile içinde hile içinde hile filmlerinden hoşlananlar affetmesin.

Ajin

Epey iyi bir anime uyarlaması. Netflix bu kez düzgün bir iş çıkarmış. Yönetmen Katsuyuki Motohiro. Başrolde ise Kenshin live action’ında nefis iş çıkaran Takeru Satoh var.

img3459_1

Animesini 3-4 bölüm izlemiştim. Gördüğüm kadarıyla birebir uyarlamışlar.

Afrika’da bir savaş alanında, öldürülemeyen bir insan fark edilir. Sonra dünyanın farklı bölgelerinde de öldürülemeyen (öldükten birkaç saniye sonra dirilen) ve Ajin denen bu kişiler ortaya çıkar. Hikaye bunun yaklaşık 20 yıl sonrasında, bir trafik kazası sonrası Ajin olduğu herkesçe anlaşılan bir gencin hikayesi.

Aksiyon ve dayak isteyen affetmesin. Bayağı iyi olmuş.

High-Rise

Ben Wheatley’in yönettiği, bilim kurgu agalarından Ballard’ın aynı isimli romanından bir uyarlama.

2016_11_high_rise

Kendine yetebilen ve dış dünyadan soyutlanmış, keskin bir sosyal hiyerarşisi olan gökdelene bir doktor taşınır. Sınıflar arasında var olan gerilim tırmanmaya başlar ve olaylar gelişir.

Tom Hiddleston çok iyi oynamış. Müziklerde de Clint Mansell döktürmüş. Sanat yönetmenliği de çok başarılı.

Film herkese göre olmayabilir, onu baştan söylemek lazım. Epey şiddet var. Fekat o şiddet bile o kadar stilize görselleştirilmiş ki sırf onun için bile izlenir 🙂

Distopya meraklıları affetmesin.

Gadkie Lebedi

Nam-ı diğer “The Ugly Swans”

Konstantin Lopushansky’nin yönettiği enfes bir Rus bilim kurgusu. Tarkovski’nin Stalker’ının uyarlandığı Uzayda Piknik romanının yazarları olan  Strugatsky kardeşlerin filmle aynı adı taşıyan romanından uyarlama.

the-ugly-swans

Görselden de anlaşılacağı üzere, epey değişik bir kafası var filmin. Sürekli yükselen temposu ve nefis finaliyle derin bilim kurgu sevenlere tavsiye.

Trailer da na burada.

Yong-eui-ja

Bourne serisi Batı’da çok tutunca Koreli yönetmen Shin-yeon Won‘a belli ki bir brief gelmiş; “Aga bu Bourne çok tuttu, eppeğinden biz de mi yesek?” Muhtemelen filmin çıkış noktası tam olarak böyle bir şey. Zira hem hikayecilik hem de aksiyon anlamında Bourne serisinin Uzakdoğu yansımasını görüyoruz filmde. 

fullsizephoto352476

Öykünmüş müdür, çalmış mıdır sorun değil bence. Gayet başarılı bir aksiyon olmuş. Son yıllarda bayağı iyi bir standart yakalayan Kore aksiyon sinemasının da en önemli örneklerinden biri olarak görmek lazım. Zira bugüne kadar hep Uzakdoğu filmlerinin Holivud uyarlamalarını gördük. Bugün ise Yong-eui-ja ile özel ajanlı, istihbarat teşkilatlı, entrikalı bir yerelleştirilmiş Bourne deneyimi yaşıyoruz.